Türkiye’miz, siyaseten yeni bir döneme hazırlanıyor.
Halkımız, uzun süredir “niçin, nasıl, neden, kim tarafından, kimin için, ne kadar, nereye kadar” gibi sorularına cevap bulamadığı gibi kendisine dayatılan oldubittiler karşısında şaşkın… Şimdilerde ise rüzgâr, iktidarı yeni bir kadroya devredecekmiş gibi esiyor. Ancak bu esinti, şimdilik nihayet bir esinti… Bunun yeni bir iktidarı inşa edecek güçte olması için bu toplumun siyasi açlığını doyurabilecek programların, projelerin, söylemlerin, sloganların gerekli olduğunu anıyorum.
Örneğin Altılı Masa, ekonomiyi nasıl bir programla düzelteceğini (İYİ Partinin 40 sayfaya indirgediği ekonomi programını merak ediyorum. Partinin böyle bir çalışması olduğunu televizyondan duyan partililer maalesef çalışmanın içeriğini bile bilmiyor, İYİ mi?)
Bu konuda hatta başka bir çok konuda DEVA’nın çalışmaları olduğunu biliyoruz; ama bu çalışmaların içeriğini, vatandaşlara ulaşamadıkları için parti yöneticileri dahil kimse bilmiyor.
Örneğin Eğitim Sorunu konusunda masa etrafındaki partiler ne düşünüyorlar?
Örneğin her ile bir üniversite açmak, önüne gelene özel üniversite açtırmak marifet midir? Bu ülke 200’den fazla üniversiteyi yaşatabilir mi? Bu üniversitelerden mezun olan insanların istihdamı mümkün mü? Ülkemizde işçi var, mühendis var, yönetici kadrolar var, iş yerinin bürokratik işlerini yapacak kadrolar var; ama ara kadrolar (teknisyenler, ustalar, kalfalar) yok. Üniversiteye yöneltilmiş milyonlarca gencimiz işsiz. Şimdi bunca gencimizi bu üniversite sevdasından nasıl vazgeçirip onları yeteneklerine göre, ülkenin ihtiyaçlarına göre eğitime nasıl yönlendireceğiz?
Bu tür soruları kültür, sanayi, ulaşım, teknoloji, tarım, hayvancılık, işsizlik, enflasyon, kâğıt, enerji gibi tüm yaşamsal alanlar için sorabiliriz. Uzatmadan şu söylenmelidir: Halkımızın sanattan Dış İlişkilere kadar her alandaki açlığı inandırıcı bir şekilde doyurulmazsa muhalefetin çantada sandığı keklik uçabilir. Çünkü insanlar, “Ülke o kadar batırıldı ki düzeltilecek hali kalmadı” diyor. “Sakın ümitsizliğe kapılmayın, ümidinizi kaybetmeyin, geliyor gelmekte olan” demek, halkın ihtiyacı olan siyaseten doyum için yetmiyor; insanlar inanmak, görmek, güvenmek istiyor.
Güvenmenin temelinde ise bilmek vardır.
A. Ümit Aloğlu, 21.10.2022, Kuzucubelen