Yazgülü Aldoğan, Cumhuriyet Gazetesindeki köşesinde, "Kırmızı şapkalı kurttan darbe masalı" başlıklı yazısında, galiba darbe masalını ciddiye almadığı için sözü Hayvana Şiddet konusuna getirerek diyor ki:
"Hayvana şiddet yasasını çıkarın. Annesini emen sıpayı kangal köpeklerine parçalatan manyağa bile ceza veremiyorsun! Her gün bir sadist, köpeği, kediyi, kaplumbağayı, yunusu, kuşu öldürüyor ya da şiddet uyguluyor. Bu sapıklar önce hayvana sonra insana saldırır. Bunu engellemenin yolu, her canlının yaşama hakkının savunulmasıdır. Bizimle dünyayı paylaşan hayvanlar MAL değil, CANdır."
Ormandaki kurdu ve onun masalını anlayan Yazgülü, hayvanlarla ilgili sorunda sıkıntının kurdun başlığının renginde olduğunu sanıyor. Oysa sorun, kurdun ehlileşmemiş olmasındadır.
Yasa çıkarsa hayvanlara eziyet edilemeyecek mi?
İnsanlar idam cezası varken de suç işliyorlardı ve idam ediliyorlardı.
Şimdi de bin bir konuda bin bir yasa var; ama insanlar suç işlemeye devam ediyorlar.
Tamam hayvanlar mal değildir, candır; Ama insanlarına sen: "yeri ve gökleri senin için yarattık" diyorsun. Ama insanlarına sen,"eşref-i mahlukat" olduğunu söylüyorsun. Ama sen, oğlunu Allah'a armağan eden İbrahim'e oğlu yerine kurban etmesi için koç gönderen bir inanca sahipsin.
Ama senin diyanet işlerinden sorumlu yetkililerin çocuğa tacizi umursamıyor fakat hemen her üç günde bir cinselliğe dair, çağ dışı bir fetva veriyor.
Bir gün de bu başı sarıklı beylerden hayvan sevgisi vaazı duydunuz mu? (Oysa İslam, hayvan sevgisine dair ayet ve hadislerle doludur.)
Uzattım, Sevgili Yazgülü, bu iş ceza ile çözülecek işlerden değildir; bu iş, dünyaya ve doğaya bakışı değiştirecek bir eğitim ile,doğayı ve hayvanları sevme bilinci ile çözülebilecek bir iştir; ötesi havanda su dövmektir.
Ahmet Ümit Aloğlu