Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "bıçak kemiğe dayandı, başka yapacak bir şey kalmadı" diyerek yürümeye karar verdi.
Bu konu kendisinin de dediği gibi haber değeri olan bir etkinlik. Herkes de hakkında yazdı, konuştu; Cumhurbaşkanı bile.
Demek ki önemli bir haber.
Ben de yazmalıyım.
Cumhurbaşkanı olayla ilgili neler söyledi:
- Adalet sokakta aranmaz, dedi.
- Sokağa çıkmayı olumsuz buldu.
- Kılıçdaroğlu'nu parlamentoya çağırdı.
- Adalet kurumunun Kılıçdaroğlu'nu da çağırabileceğini söyledi..
Nihayet en güçlü silahını kullandı, yürüyüşü terör örgütleriyle birikte hareket etmek olarak değerlendirdi. "Hukuk önünde hiç kimse layüsel değildir, dokunulmaz asla değildir. Kendi istedikleri kararlar çıkmadığında yargı kurumuna saldıranlar en büyük zararı bu ülkeye veriyorlar" dedi ve ekledi: "Gidişiniz şu andaki hükümetimizin bir inceliğidir, daha da ileri gidiyorum, bir lütfudur."
Ancak biz halkına, sokakta ne aranabileceğini söylemedi. Oysa 15 Temmuz darbe girişimini sokak çiğnedi. Üstelik halkı sokağa çağıran da kendisiydi. Unuttu herhalde. Anlaşılan, halk, kendi iktidarını korumak için sokağa çıktığında "sokak" iyi; halk hak aramak, adalet aramak, özgürlük aramak için sokağa çıktığında sokak kötü. Anayasa Mahkemesi kararları istediği gibi çıkmadığında," Bu karara uymuyorum da saygı duymuyorum da "diyen kendisiydi.
İnsanların yürümek bile hakkı değilse, hak aramak hakkı bile yoksa demokrasi nedir?
Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü için "iktidarın lütfudur" diyebilmek, nasıl bir demokrasi anlayışıdır.
Parlamentoya çağırması ise gerçekten ironik! Şimdiye dek bu parlamentodan, 17-25 Aralık olayları, 15 Temmuz ayaklanması, Dış politika, çocuklara tecavüz, askerin zehirlenmesi gibi toplumu derinden sarsan olayların hangisi araştırılabildi, soruşturulabildi, çözümlenebildi?
Hangi önerge, AKP'den değilse kabul edildi?
Kaç soru önergesi hala cevapsız?
***
Bir arkadaşım," Kılıçdaroğlu mahkemeye çağrılmakla tehdit ediliyorsa, basın bu olayı görmesin, halka - dünyaya duyurmasın isteniyorsa yürüyüş doğrudur; bu iktidarın açıkça korktuğunu gösterir." dedi.
Şimdi merak ediyorum, Kılıçdaroğlu, İstanbul'a milyonların desteği ile girerse ne olacak, basın görmezden mi gelecek, Dünya kamu oyu farkına varmayacak mı? Böyle bir tavır tek başına ülkede adaletin olmadığını, korkunun kol gezdiğini anlatmaya yetmeyecek mi?
******
2019 seçimleri çok ilginç olacağa benziyor.
Ahmet Ümit Aloğlu