Özcan Yılmaz, genç yaşında CHP'nin il örgütünde en üst düzeylere yükselmiş, yüce gönüllü bir insandır. Burada paylaştığım bir metne, sağ olsun ilgi gösterdi, erinmeyip bir yorum ekledi:
"Hocam, yurttaş ne yapmalı, başlıklı bir yazı hazırlayıp sosyal medyada paylaşırsanız çok yararlı olur diye düşünüyorum... CHP'ye yapamadığı, yapamayacağı öneriler götürmek çok anlamlı gelmiyor..."
Özcan Yılmaz Başkan bana diyor ki:
" CHP'ye öneride bulunma, onu eleştirme... Önerilerde bulunarak, eleştiriler yaparak aslında bir tür tembellik ediyorsun, yurttaş olarak "sen" ne yapıyorsun?"
Sevgili Özcan, benim bir iddiam yok, bütün çabam halkımın yanında olmak. Tek istediğim ülkemin, yavrularımızın geleceği kararmasın...
Bu uğurda yapabildiğim bir şey de yok. Burada ara sıra bir şeyler yazmaya çalışmamın nedeni ise çaresizlik. Hani Firavun, Hz İbrahim'i ateşe atınca, ağzına bir damla su alıp söndürmeye giden karıncanın, o kadar suyla ateşi söndüremeyeceğini söyleyenlere ünlü cevabını bilirsin: "Hiç olmazsa safımız belli olur." demiş ya o hesap...
Zaten yapılması gerekenleri belirleyecek türden öneriler yapabilecek biri olsam, kim elimi kolumu bağlıyor, politika yaparım.
***
Sevgili Özcan Yılmaz, öğrencilerimdendir, öğretmenlik böyle bir şey, hayat okulunda da sorusuna cevap vermeden edemem:
VATANDAŞ NE YAPMALI
Bence her yurttaş, yarın hayıflanmamak için, vicdanen müsterih olmak için kendisini bugünden sorgulamalı; genci yaşlısı her vatandaş şu soruya cevap vermelidir: Bu iş, bir parti, zümre işi olmadığına göre, ulusun ve ülkenin geleceği söz konusu olduğuna göre ben ne yapabilirim?
Bu soruyu sorabilenler, elbette yapacak bir şeyler bulacaklardır. Yine de ben, aklıma gelenleri, sen istediğin için yazayım:
1- İlgi duyduğu siyasi partiye, bağlı olduğu STK'ya,(dernek, sendika vs.) baskı yaparak onu daha örgütlü, daha programlı çalışmaya zorlamalı.
2- İşsiz güçsüz; fakat deneyimli, bilgili emekliler kahve köşelerinde çürümemeli; bu yaşamsal referandumda olsun kendi içlerinde, sokak, mahalle, kahve, site bazında örgütlenmeli, bir program yapmalı, kendi muhitlerinde dost, komşu, arkadaş gezileri yapmalı. (Bu hususu önemsiyorum, kopan sosyal ilişkilerimizin canlanmasını da sağlayacak, selam verdiklerimizin, selamını aldıklarımızın sayısını artıracaktır.) Siyasi partiler ve diğer STK'lar da onların gittikleri kahvelere, parklara... kadar ulaşıp onları çalışmalarına davet etmelidir.
3- Her yurttaş, her türlü komşu, esnaf, kahve gezilerinde- ziyaretlerinde olabildiğince içten, yumuşak, alçakgönüllü; çokbilmişlikten, sekterlikten, zıtlaşmaktan, karşımızdakini ötekileştirmekten, kırmaktan, üzmekten uzak durmalı, konuşmaktan çok dinlemeye özen göstermelidir.
4- Sokağında, mahallesinde, sitesinde örgütlenemeyenler "HAYIR!" diyen partilerden kendisine yakın bulduğuna gitmeli, çalışmalarına katılmalı, katkı vermelidir.
5- Fikirlerini sosyal medyada paylaşmalı, benim gibi uzun uzun değil, olabildiğince kısa ve özlü yazmalıdır.
6- Hiçbirini yapamıyorsa "Hayır" kampanyası yürüten bir kuruma, kuruluşa, STK'ya, mahalle komitesine bağışta bulunmalıdır.
7- Bir örgütün toplantı, afişleme, broşür dağıtma... gibi etkinliklerine gönülden katılmalıdır.
Sonu HAYIR olur inşallah!
Ahmet Ümit Aloğlu