Coronanın egemenliği çok korkutucu, çok acılı, çok sıkıcı ve ölüm saçarak devam ediyor.
Ama bitecek!
Doğanın ürettiği bir virüs ise de Çin'in,ABD'nin ya da bir başka emperyalist ülkenin ürettiği bir virüs ise de bitecek.
Komplo teorisyenleri böylesi zamanlarda oldukça üretici olurlar. Ne var ki daima bilim ve gerçekler egemen olur insan hayatına. Belki de bu nedenle böyle günlerde, kendilerini yetkin din adamı (Şeyh, Hoca, , dede, derviş vs.) sayanlar, ortalarda görülmez olurlar; içlerinde unutulmaktan korkanlar ise ağızlarını her açtıklarında biraz daha gömülürler, içinde bulundukları bataklığa...
Kimi siyasi görüşler ise bulundukları uç noktalardan merkeze doğru hareketlenir, çoğunlukla da hayat bulur; çünkü bütün doğa gibi insanlarda ve toplumlarda yaşama içgüdüsü vardır ve bu güdü korkuyla daha güçlü biçimde hareketlenir.
Osman Şahin'in gözlemidir, verimli bir tarlada yetişen domatesler kocaman olur, içinde çok az çekirdek vardır; fakat kıraç bir tarlanın kenarına düşmüş bir çekirdekten yetişen domates küçük, soluk renklidir ama içi cılk çekirdektir; çünkü domates bilir ki orada yaşama olanağı yoktur ve soyunun devamı tehlikededir.
Pandemilerde yarınlarından emin olamadıkları için insanların yaşama içgüdüsü yükselir; daha sinirli, daha alıngan olurlar, ciddi kuşkular geliştirirler.
Tam da bu nedenle erbab-ı siyaset, kendi gelecek tasavvurlarına göre politikalar üretir. Bu politikalar, ya insanlığın geleceğini yeniden ve eskisinden daha bayındır ve gönenç içinde olacak şekilde düzenleyecek politikalar olur ya da kişisel hırsları doğrultusunda çıkarlarına hizmet eden politikalar olur.
Ne yazık ki her siyasetçinin egosu, "yönetmek" içgüdüsü ile bağdaşık olduğundan toplumu keyfince yönetebilmek için despotik, otokratik politikalar üretmelerine çok uygundur bu dönemler.
Uygar toplumlar, işte bu dönemlerde yöneticilerini, özellikle bu tavırlarını ölçerek seçmelidirler ki yarın elleriyle seçtikleri, enselerinde boza pişirmesin.
Ahmet Ümit Aloğlu