1952’de Türkiye’de motor fabrikası kapatıldı. Dünyada uçak üretimini ilk yapan ülkeler arasındayken, uçak fabrikalarımızı da aynı zihniyet kapattı. Orman yangınlarında Türk Hava Kurumu’nun nasıl devre dışı bırakılıp işlevsiz hale getirildiğini gördük. Dün Orman Bakanı Pakdemirli’nin, Türk Hava Kurumu’nun (THK) elindeki 20 uçağın yirmisini birden görmeyip Rusya ile uçak pazarlığı yaptığını basın haber verdi.
Bakan neden böyle yapıyor?
Anlamaya çalışalım: Cumhuriyet’in ilanından 16 ay sonra Atatürk, Türk Tayyare Cemiyeti’ni (Türk Hava Kurumu) kuruyor; hedefi havacılık sanayinin gelişmesini sağlamak. Biliyor ve söylüyor:
“ İstikbal göklerdedir. “ 1935’te Türkkuşu kuruluyor.
Sabiha Gökçen, ilk kadın savaş pilotu olarak adını tarihe yazdırıyor. THK, motor ve pervane dışında tüm parçaları Türk malı olan ilk uçağımızı üretiyor. (1936)
Türk gençliğini uçurmak için peş peşe planör, motorlu uçuş ve paraşüt okulları açılıyor.
1938’de kurumun yetiştirdiği pilot Ali Yıldız, 14 saati aşan planör uçuşu ile dünya rekorunu kırıyor. Planör atölyesi uçak fabrikasına dönüştürülüyor. İngilizlerle ortak seri uçak üretimine geçiliyor. 1939’da Etimesgut Uçak Fabrikası kuruluyor. Türk Hava Kurumu’nun uçak fabrikasında yabancı uçak üretiminin yanı sıra tamamen yerli tasarım uçaklar da üretiliyor. Sadece 10 yılda 126 adet Türk uçağı göklerdeki yerini alıyor. THK’nin ürettiği uçaklara Batılı ülkelerden sipariş yağıyor!
1926’da temelleri atılan Kayseri Uçak Fabrikası’nda 15 yılda 200’den fazla uçak üretiliyor. Atatürk’ün “sadece uçak değil motor da üreteceksiniz” diye görev verdiği kadrolar 1945’te uçak motoru fabrikasını kuruyorlar. Fabrikada hem yabancı uçak motoru hem de yerli motor üretimi yapılıyor! İki yıl sonra uçakların aerodinamik testleri için dünyanın en gelişmiş rüzgâr tüneli Ankara’da kuruluyor. Peki sonra ne oluyor?
ABD, 1948’den itibaren Marshall yardımı ile ülkemize sızıyor. Özellikle uçak sanayisinde; “üretmeyin, bizden ucuz alın”diyor. Savaş artığı uçaklarını Türkiye’ye satıyor.
Bizim Havacılık sanayimiz batıyor/batırılıyor; muhteşem politikacılarımız tarafından.
Türk Hava Kurumu ise yangın söndürme alanında kendini yeniden var ediyor. Bölgenin en güçlü yangın söndürme filosunu kuruyor. Son dönemde Orman Bakanlığı işte bu kurumu küçük yatırımlarla yeniden ayağa kaldırıp güçlendireceğine yok etmeye çalışıyor.
Türk Hava Kurumu’nun kolunun kanadının kırılması, bir dönem yolsuzluklarla içinin boşaltılması, bu yolsuzluklara göz yumulması emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyor. Sakın neden demeyin;
Şeker,tütün, mercimek üretmesin çiftçiniz, biz daha ucuz veririz.…
Buğday, arpa, nohut, fasulye, ceviz, badem, fıstık… üretmeyin, hatta hayvan beslemeyin biz daha ucuz veririz size diyenlere boyun eğen çarpık ve satılık zihniyettir nedeni.
Çok zor değil, devrimci ve demokrat bir iktidar çok da zorlanmadan, yeniden canlandırır ülkeyi, teknolojisiyle, sanayisiyle, tarımı ve hayvancılığı ile; ben eminim.
Ahmet Ümit Aloğlu
Not: Tuncay Mollaveisoğlu’nun aynı başlıktaki yazısı olmasaydı bu yazı yazılamazdı; yazı ondan ilham ve alıntılardan oluşuyor.Kendilerinden izin alma olanağı bulamadık, lütfen bizi bağışlasınlar.