Salt Marksistlerin tanımı çerçevesinde değil, insanoğlunun yönetimi örgütü kurduğu /devletleştiği zamanlardan bu yana otorite, adı ne olursa olsun (reislik, beylik, kent devleti, devlet) bir takım aygıtlar sayesinde sürdürür yaşamını.
Nedir bu aygıtlar?
Mark’sı farklı bir okuyuşla biraz daha genişleten Althusser, devlet aygıtlarını ikiye ayırır:
1- Baskı aygıtları (ordu, polis, yargı organları ve tutukevi…)
2- ideolojik aygıtlar ( Din, okul,, hukuksal kuruluşlar, kültürel kuruluşlar, meslek örgütleri, sendikalar, hatta aile ve kitle iletişim/haberleşme kuruluşları, (basın)…
Böyle bir ayrımı kabulettiğimiz zaman Devletin İdeolojik Aygıtlarının (DİA) devletin baskı araçlarıyla etmesine karşın özel alkanları da kontrolüne aldığını görürüz.
Devletin bu iki tür araçlarını elinde bulunduran iktidarlar, eğer kendilerinin var oluş nedeni olan sosyal sınıfların kontrolüne girdiklerinde ancak bu kontrolü sapğlayan sınıfın çıkarlarına hizmet edeceği aşikardır.
Anımsayalım ki din, insanığlunun ilk düşünsel ürünüdür. L.A.Feuerbach’ın öğrettiğine göre ise “tarihsel akış içerisinde insanalrın kültürel gelişim sürecinde ürettiği düşünce ve değerlerden oluşan ancak bütün bunları ilahi güçlere eden bir olgudur. Bu olgu insanoğlunu bu dünyadaki adaletsizliklerden, bütün olumsuzluklardan öbür dünyadaki ilahi adalete yönelterek avutan bir içeriğe sahiptir.
Dev let mekanizması, varlığını bu aygıtların tamamı sayesinde sürdürürken en çok , bu araçlarından en eski, en yaygın ve en işlevsel ve en güçlü olanı en çok kullanır.
İktidarın,
a) dini öne çıkarması, meydanlardan dinin direği Kur’anın Arapça olduğunu, herhangibir dile çevrilemeyeceğini savunmasına rağmen Kürtlerle yaptığı mitingte Kürtçe Kur’anı eline alması,
sallaması,
b) bütün basını kontrolüne almayı istemesi bu nedenledir.
Muhalefet bu gerçeği biliyor olsa da bu aygıtların etkilerini silecek yerine gerçeklerin egemen olacağı argümanlar üretmesi gerektiği ise bu çerçevden görülmelidir.
Din, Devlet ve Devlet Aygıtları
Salt Marksistlerin tanımı çerçevesinde değil, insanoğlunun yönetimi örgütü kurduğu /devletleştiği zamanlardan bu yana otorite, adı ne olursa olsun (reislik, beylik, kent devleti, devlet) bir takım aygıtlar sayesinde sürdürür yaşamını.
Nedir bu aygıtlar?
Mark’sı farklı bir okuyuşla biraz daha genişleten Althusser, devlet aygıtlarını ikiye ayırır:
1- Baskı aygıtları (ordu, polis, yargı organları ve tutukevi…)
2- ideolojik aygıtlar ( Din, okul,, hukuksal kuruluşlar, kültürel kuruluşlar, meslek örgütleri, sendikalar, hatta aile ve kitle iletişim/haberleşme kuruluşları, (basın)…
Böyle bir ayrımı kabulettiğimiz zaman Devletin İdeolojik Aygıtlarının (DİA) devletin baskı araçlarıyla etmesine karşın özel alkanları da kontrolüne aldığını görürüz.
Devletin bu iki tür araçlarını elinde bulunduran iktidarlar, eğer kendilerinin var oluş nedeni olan sosyal sınıfların kontrolüne girdiklerinde ancak bu kontrolü sapğlayan sınıfın çıkarlarına hizmet edeceği aşikardır.
Anımsayalım ki din, insanığlunun ilk düşünsel ürünüdür. L.A.Feuerbach’ın öğrettiğine göre ise “tarihsel akış içerisinde insanalrın kültürel gelişim sürecinde ürettiği düşünce ve değerlerden oluşan ancak bütün bunları ilahi güçlere eden bir olgudur. Bu olgu insanoğlunu bu dünyadaki adaletsizliklerden, bütün olumsuzluklardan öbür dünyadaki ilahi adalete yönelterek avutan bir içeriğe sahiptir.
Dev let mekanizması, varlığını bu aygıtların tamamı sayesinde sürdürürken en çok , bu araçlarından en eski, en yaygın ve en işlevsel ve en güçlü olanı en çok kullanır.
İktidarın,
a)dini öne çıkarması, meydanlardan dinin direği Kur’anın Arapça olduğunu, herhangibir dile çevrilemeyeceğini savunmasına rağmen Kürtlerle yaptığı mitingte Kürtçe Kur’anı eline alması,
sallaması,
b) bütün basını kontrolüne almayı istemesi bu nedenledir.
Muhalefet bu gerçeği biliyor olsa da bu aygıtların etkilerini silecek yerine gerçeklrin egemen olacağı argümanlar üretmesi gerktiği ise bu çerçevden görülmelidir.
A. Ümit Aloğlu, 02.10.2022, Kuzucubelen