Hasan Cemal'i tanırsınız; Türkiye'nin ünlü liberallerinden... Yetmez ama evetçilerden... Eski AKP şakşakçılarından...
Biz Cumhuriyet dedikçe, demokrasi olmadan Cumhuriyet yaşayamaz gerçeğini bilmezden gelerek illa da demokrasi diyenlerden...
Biz AKP demokrasi memokrasi geliştirmez, kandırılıyorsunuz, aldatılıyorsunuz, aldanıyorsunuz; referansım İslam diyen adamdan demokrat olmaz, dedikçe bizi vesayetçi, resmi ideolojinin esiri sayanlardan...
Gün döndü, devran döndü, nasıl oldu ise gerçeği gördü, İktidarla ters düşmeye başladı.
Geldiği nokta, bizim AKP iktidarının ilk günlerinde söylediklerimizi şimdilerde söyleme noktası.
Aşağıdaki okunmaya değer satırlar onundur.
"Yazılarımda, kitaplarımda yıllar yılı dedim ki, asker sivile tabi olmadan demokrasi olmaz. Peki şimdi demokrasi mi var? Hukuk mu var? Bağımsız yargı mı var? Güçler ayrılığı mı var? Özgürlükler düzeni mi var? Bağımsız medya mı var? Hayır, bunların hiçbirisi yok. Türkiye bugün karanlık bir dönemi yaşıyor. Türkiye bugün derin bir rejim değişikliği yaşıyor. Türkiye bugün çıplak bir diktaya doğru hızla yol alıyor. Evet, Türkiye'de bugün asker sivile tabi. Evet, Türkiye'de bugün bir koramiral bile kuvvet komutanı yapılabiliyor. Ama yazın bir kenara: Bunlar Türkiye'nin bir demokrasi olduğunu göstermiyor. Doğru, bugün Türkiye'de artık askeri vesayet yok. Ne mi var? Sivil vesayet! Öylesine bir sivil vesayet ki, demokrasi ve hukuk devletini yerle bir etti. Özgürlük düzenini paramparça etti. Askeri vesayet zamanında, ikinci sınıf da olsa bir demokrasi ve hukuk devleti vardı, bugün o da yok, kanun devleti de yok. Bugün Türkiye'de hak hukuk yok, sadece tek adam yönetimi var. Erdoğan ve Saray var! Bunun adı, '20 Temmuz darbesi'dir. O kadar. Askeri vesayet zamanlarını elbette özlemiyoruz. Mücadelemiz birinci sınıf demokrasi ve hukuk devleti için..."
Ahmet Ümit Aloğlu