Şu Bizim Bağımsızlar başlıklı yazımda, bence kazanabileceklerine inansalar asla bir partinin üyesi olmayacak yaradılışta olduklarını düşündüğüm, dün partinin üyesi, belediye başkanı olan, aday gösterilmedikleri için yüksek egolarına yenilerek parti üyeliğinden istifa edip bağımsız aday olarak seçime katılan siyasilerden söz etmiştim. Anımsatayım:
Kemal Doyuran- İzmir Dikili! Haluk Bozdoğan (Mersin- Tarsus) Neşet Tarhan (Mersin/ Mezitli), İbrahim Genç, Mersin- Yenişehir. Demirhan Elçin –Artvin. Bağımsız aday. Soner Çetin- Çukurova. Şimdi İyi Partili. Akif Kemal Atay, Seyhan. Bağımsız aday. Şükrü Genç, Sarıyer.Bağımsız aday B listeye, özellikle partiden adaylaştırılmadığı için istifa eden Gürsel Tekin’i de almak istiyorum… Başkaları da vardır benim dikkatimden kaçan veya dikkatime değmeyecek olan. O yazımda hepsine hitaben demiştim ki: “Bu tavrı akıllıca bulmuyorum, madem ayrılıyorsunuz partinizden ,bari kazanmanıza yardımcı olacak bir partiye girin; nasıl olsa partililik bilincini kaybetmişsiniz, örgütlülük anlayışını terk etmişsiniz, bari biraz faydacı davranın. Örgütsüz seçim kazanılmaz. Amacınız kazanmak değil de sizi aday göstermeyen partinizi cezalandırmaksa, ona bir diyeceğim olur da seçimlerden sonra…”
Seçimler bitti. Sayın süperogolar, içinizde kazanan oldu mu? Ben sıradan bir insan olarak görüyorum da bunca siyaset birikiminizle siz görmüyor musunuz örgütsüz seçim kazanılamayacağını! Kazanamazdınız, kazanamadınız; Kaybettiremediniz de! Neydi asıl maksadınız?
Partinize kaybettirmek mi?
Bunun, eğer bir başka parti tarafından, partinizi kaybettirmek üzere yönlendirilmedinizse kime ne faydası oldu? Partiniz güçlendi, siz itibar kaybettiniz. Hiç duymadınız mı, keskin sirkenin küpüne olur zararı. Bu millet yem yediği çanağa işeyenleri hiç sevmez. Bir de şunu sormalısınız kendinize: Başka partilerde böyle şeyler neden yaşanmıyor? (Bilmek isteyenlere CHP’nin tek parti olduğu dönemi incelemelerini öneririm.)
Unutmadan söylemeliyim: Artık partinize dönemeyeceğinize göre hem camiye, hem kiliseye hatta havraya yaramaz oldunuz; yani kendi geleceğinizle de oynadınız. Oysa efendi efendi kenara çekilmeyi bilseydiniz, ağır abi olsaydınız, insanlar size fikir sorsa, sizden usul, yöntem, taktik öğrenseydi; ihtiyaç duyulduğunda size“Aman Abi, şu görevin üstesinden ancak siz gelirsiniz”deselerdi, kötü mü olurdu? Orhan Veli, başka bağlamda da olsa, ne demişti: “Yazık oldu Süleyman Efendiye” Partiler sizin gibi insanları hep bulur ama siz, yazık ettiniz kendinize.
A.Ümit Aloğlu
1Nisan 2024, Kuzucubelen