Batı teknolojide, düşüncede, özgürlüklerde ne kadar ilerledi, biz hiçbir şey yapmadık diyenler üzülmesinler, bizim yaptığımızı onların hiçbiri yapamadı. Nasıl diye bağırmayın hemen, örnekleyeceğim:
Biz yalanın binası olmaz sözünü çürüttük.
Biz özgürlüksüz demokrasiyi icat ettik.
Biz adaletsiz devlet olabileceğini gösterdik bütün cihana.
Biz AB'ye ilkler yaşattık; bizi yeniden gözlemleyecekler.
Biz AB ve özgür dünyanın demokrasi ölçütlerini hiçe saymayı başardık.
Biz, NATO'ya ve BM'ye haddini bildirdik.
Biz, Hür Dünya kriterlerini hiçe saydık.
Biz, komşularımızla kurduğumuz iyi ilişkileri bozmakla kalmadık, Bütün Dünyayı karşımıza almayı başardık.
Biz, işçisiz işçi bayramı kutlamayı icadettik.
Biz, Dünyaca bilinen 1 Mayıs İşçi ve Emekçi bayramının adını değiştirmeyi başardık; önce onu Emek ve Dayanışma Günü'ne çevirdik, sonra da onu kutlamayı sembol meydandan uzaklaştırdık.
Artık işçisiz işçi sendikalarımız var.
Artık özgürlüğü olmayan basınımız var.
Artık hukuku hiçe sayan, yasaları, kendi kurduğu hükümleri hiçe sayan adliyemiz var.
Artık katılmak istemediğimiz bir Avrupa birliğimiz var.
Artık Cumhurla ilişkileri ikiye bölünmüş bir Cumhurbaşkanımız var.
Artık adı cumhurbaşkanı olan bir başkanımız var; ama onun bir de partisi var.
Uzatmayayım,
İşçisiz İşçi Sendikalarımız, kiralık işçi statüsüne indirilen işçi haklarına seslerini çıkarmasalar da 1 Mayıs'ta "Taksim de Taksim" diye tepinir, sendikacılık taslarlardı.
Artık işçisiz, emekçisiz, Taksimsiz 1 Mayıs'ımız var.
Artık sığamadığımız bir dünyamız var.
Yoksa bizi kabul etmeyen bir Dünya mı demeliydim?
Pardon bir de Somali adında bir dostumuz; her türlü başarısızlığı başarı imiş gibi gösterebilen iktidarımız var.
1 Mayıs İşçi ve Emekçinin Bayramı kutlu olsun desem bana küfretmezsiniz, değil mi?
Ahmet Ümit Aloğlu