17 Temmuz bir milat oldu.
Türkiye değişiyor.
Darbe girişimi, bu değişime imkan veren bir sosyal olay oldu ve CB, bunu algılayan, bunun için "Allahın bir lütfu" diyen ilk insan değilse de ilk siyasetçi oldu. Şimdi Ülkeyi baştan sona değiştiriyor; fakat şu soru, herkesin kafasında dönüp duruyor:
- Yeni bir Türkiye inşa edildiği açık fakat nasıl bir Türkiye bu?
İyiye, güzele doğru giden, bayındır, kalkınmış uygar bir Türkiye inşa edilecekse bu gidişat doğru değil.
Uygar Türkiye, toprakla, binalarla kavga edilerek kurulmaz. İktidar, kurumları bina olarak algılıyor ve onlarla kavga ediyor.
Bir komşum, "Kendini aldatma Hoca, yeni bir rant kapısı buldular, bütün askeri araziler milli hazineye, oradan belediyelere, oradan da eşe dosta verilecek; trilyonluk bir rant kapısı herkesin avucunu kaşındırıyor. Bir düşünse o boğaza bakan muhteşem tepeye kurulu Selimiye Kışlası kaç trilyon eder? Orayı otele çevireceğiz deseler dünyada talip olmayan otelci kalır mı? Bir de askeriyenin kullandığı ülke çapındaki arazileri düşün, Aman Allahın!" dedi.
Hiç aklıma gelmemişti benim, gerçekten muhteşem bir servetten söz ediyordu. Komşumun bu konuya kafa yorduğunu anladım, kendisine sordum:
- Türkiye yeniden inşa ediliyor, nasıl görüyorsun?
- Ülke, yüzlerce yıllık geleneği olan kurumlar kapatılarak, FETÖ yerine başka "Ö"ler getirilerek inşa edilmez dedi. Sesinde bir üzüntü, bir kırgınlık, bir umutsuzluk vardı. Sordum:
- Nasıl inşa edilir?
- Akılla, bilimle, devlet adamlığı ile inşa edilir.
- Nasıl yani?
- Somutlayayım. FETÖ'cüleri atar, yerine başka tarikatçıları, İHL'liri, SADAT'çıları korsan birkaç yıl sonra şeriat devleti kurmak isteyenlerle kavga edersin.
- Pekiyi, "ne yapmalı"?
- Önce eğitimi dogmatizmden kurtaracaksın. Bütün kurumları laik esaslara göre biçimlendireceksin. Yurttaşını kutuplara ayırmayacaksın, devlet olarak herkese eşit mesafede olacaksın, devletin nimetlerini liyakat esaslarına göre dağıtacaksın; benim müteahhidim, benim üniversitem, benim YÖK'üm, benim lisem, benim mahallem, benim adamım, benim komşum; benim, benim, benim; ben ben ben anlayışını yok edeceksin.
- E!
- Yetmez, "Muhalefet ne diyor?" diyen bir iktidar ve hükümet anlayışı geliştireceksin; muhalefeti muhalif değil, iktidarı gözlemleyen, eleştiren, hatalarını gösteren, düzeltmesi için yol gösteren bir kurum olarak göreceksin.
- Aman Allahım!
- Devletin yönetiminde aklın ve bilimin yol göstericiliğinden şaşmayacaksın, din ile devleti bütünüyle ayıracaksın. Kısacası laik, demokratik, hukuk devleti olacaksın. Hepsinden önce kendin demokrat olacaksın. Hoşgörü, empati ve insan sevgisi, yurtta sulh, dünyada sulh hayat felsefen olacak...
- Komşum dedim, sen bir Atatürk arıyorsun.
- Bu millet ihtiyaç doğduğunda çok Atatürk yetiştirir, hiç endişen olmasın, dedi; bir şey söylemem izin
Ahmet Ümit Aloğlu