Demokrasilerde toplumsal etkinliklerin önemi yadsınamaz. İktidarlar, gerekli gördüklerinde açıktan, bazen el altından toplumsal etkinliklerin öznesi bile olurlar. Muhalefet partileri ise toplumsal etkinliklerin/ eylemlerin ya öznesidirler ya da bileşeni. Ancak toplumsal etkinliklerin olumlu sonuçları,
1- Eylemi yapanların örgütlülüğüne,
2- Eylemi gerçekleştirenlerin ideolojisine,
3- Eylemi yapanların liderinin gücüne,
4- Eylemin ideolojik temelinin ve amaçlarının
kitlelerce benimsenmesine bağlıdır.
Bu genel kurallara, bu genel kurallarla ilişkili olarak şunları da eklemek gerekir:
1a- Etkinliğe- eyleme katılanların sayıları sonucu etkiler.
2a- Eylemi gerçekleştirenlerin kararlılıkları sonucu etkiler.
2b- Eylemi gerçekleştirenlerin eyleme sürerlilik, yenilenebilirlik kazandırmaları sonucu etkiler.
4a- Eylemin amaçlarının kitlelerde vazgeçilmez talepler doğurması sonucu etkiler.
Eylemin amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli olan bu koşullara elbette liderin gücünü eklemek zorunluluktur; zaten sayılagelen bu koşulları yönlendiren lider, güçsüzse bile güç kazanır.
***
Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü, yürüyüşe katılan herkesin ifade ettiğine göre çok örgütlüydü. Ancak, biz yürüyüş konvoyunun ihtiyaçlarının giderilmesindeki örgütlülüğü, CHP'nin örgütlülüğü olarak değil, yürüyüş konvoyunun tedarikçisinin başarısı olarak değerlendiriyoruz. Eğer CHP örgütü, yürüyüş bileşenleri ile yürüyüşe hangi ilin, hangi ilçenin nerede, hangi sayıda insanla katılacağını planlayıp katılımı kendiliğindenliğe terk etmeseydi elbette bir örgüt hareketinden söz ederdik. Oysa şimdi halkın ihtiyaç duyduğu için katıldığından, liderin sürüklemesinden söz edebiliriz.
***
Yürüyüşün asgari öğrettikleri şunlardır:
1- CHP örgütü silkinmelidir.
2- CHP yeniden örgütlenmelidir.
3- CHP örgütü yenilenerek daha canlı ve profesyonel bir kimlikle iktidar yürüyüşüne başlamalıdır.
4- Yenilenen CHP örgütü, bu sürece ayak uyduramayanları, hantalları, dedikodudan kurtulamayanları, arkadaşlarının ayağını kazmayı politika zannedenleri, particiliğin arkadaş, eş dost kayırma olduğunu sananları silkelemelidir.
5- Parti, artık HAYIR cephesi ve YÜRÜYÜŞ bileşenleri ile politika üretmek zorunda olduğunu bilmeli ona göre davranmalıdır.
5a- Bu son seçeneğin gereği olarak her yerleşkede, HAYIR cephesindekilerle ve YÜRÜYÜŞ bileşenleri ile zaman kaybetmeden birer "ADALET PLATFORMU" oluşturmalıdır.
5b- Her yerleşkedeki "ADALET PLAFORMU" kendi bölgesi için tabanda politikalar üretmeli, bu politikalar merkez platformda gözden geçirilmeli, genel politika bunlarla, bunlar genel politika ile uyumlu hale getirilerek zaman kaybetmeden uygulamaya konmalıdır.
Bu ya da benzeri bir eylemlilik yapılamazsa, yürüyüş meydan okuması sürdürülemezse eylem saman alevi gibi sönecektir, bunca emek, heyecan ve umut kaybolacaktır.
Ahmet Ümit Aloğlu