Bir usta gazeteciye sordum:
- Üstadım, dedim, bunca ekonomik sıkıntıya rağmen Ana Muhalefet Partisinin oyu neden %20’nin üzerine çıkmıyor?
Cevap olarak kendisi sürdürüyor sözü:
-Oyu ne artıyor, ne de siyasi hayatımızdan siliniyor, diyor.
Bu kez ben, “Başka ülkelerde de var mıdır böylesi partiler?” diyorum.
Biraz düşündükten sonra diyor ki:
- Ana Muhalefet partisinin dindar- mütedeyyin seçmenle bir sorunu var. Bu parti Halife-i Müslümini ülkeden kovdu, padişahı ülkeden kaçırdı; yetmedi ezanı Türkçe okuttu. Becerememiş olsa da Laikliği getirdi. Şimdi değiştik deseler de kendilerini halka anlatamıyorlar. Halk da zaten onları anlamak yerine ön kabullerindeki halini muhafaza etmekten hoşlanıyor.
Biraz sustuktan sonra bana soruyor:
-Neden biliyor musun, diyor.
-Neden? Diye soruyu yansılıyorum. Başlıyor anlatmaya:
- Dindarlar, bir dar’ü-l harp ihtiyacındadır, savaşıp Cenneti hak etmek için. CHP onlar için kolay bir düşmandır. Belki de –diyalektik de bunu söylüyor- CHP’nin yok olmamasının sebeplerinden biri de budur.
-Yani?
- CHP devlet kurucusudur. Tapusunda Mustafa Kemal’in imzası var. Bu yanıyla Batıcılığın, modernliğin, aydınlığın ve laikliğin temsilcisidir. Bakma sen yobazların hönkürmelerine, onlar da daha iyi ve güzel bir hayat, daha büyük refah vasıtalarına sahip olmak isterler...
Bir söz söyleyecek oluyorum, lafı ağzımdan alıyor:
- Kısaca diyebiliriz ki halkımız, içindeki rahat ve huzur içindemyaşamak isteği ile kafasındaki İslam çatıştığı için CHP’yi bir yere hapsetmiş durumda. Baksanıza, “Ekonomik krizi kim çözer” sorusuna %30’u Erdoğan, %19’u Babacan diyor. Ülkeyi krize sokanlardan sorunun çözümünü bekleyen mantık, Doğululuktan demeyeyim, Orta Doğuluktan başka ne olabilir?
-Çözüm ne Üstat?
-Zor soru, diyor, gözleri uzaklarda “Cumhuriyeti kuranlar, kalkınmanın eğitimle olacağını gördü. Ancak kadrolarını ekonomiden uzak tuttu. “Aydın” da yetiştiremedi. Ekonomiden anlamayan, aydın vasfına ulaşamamış insanlarla ancak buralara gelinebilirdi. Buradan sonrası yeni kadrolar gerektiriyor. Yetiştirebildiğimiz yetkin kadrolar ise kaçıyor. İşimiz zor!
Dondum kaldım. Çözümsüzlük daima yüreğimi yakmıştır benim.
Sizin bir çözüm öneriniz var mı?