Rusya’da Wagner’in lideri Trigojin’in siyaset edilmesinden sonra şöyle bir anlatı oluşmuş:
- ABD, bu siyasi, askeri, istihbari ve nihayet teknolojik gücüne rağmen Rusya’da olabilecekleri neden öğrenip önleyemiyor?
-Çünkü diyormuş Ruslar, burada olabilecekleri Ruslar bile bilemiyor, ABD nasıl bilsin, nasıl önlesin!
Anlatıyı dinleyince ,
-Her zaman, her diktatörlükte bu böyle olmuştur, böyle olmaya devam ediyor, dedim.
Demokrasiye ulaşamayan, bütün devlet erkini elinde tutan liderler tarafından yönetilen her ülkede yarınlarda ne olacağı bilinemedi; çünkü diktatörün ne zaman, kime ne diyeceği asla bilinemiyor.
Bilinemezdi de; çünkü tek adamın hangi saiklerle, hangi gerekçelerle ne diyeceği, hangi konuda nasıl bir karar vereceği bilinemezdi.
Belki yaptıkları haksızlıkları, yolsuzlukları, kısaca halkın aleyhine olan tüm politikalarını ve bunların kötü sonuçlarını açıklarken kendilerinin sütten çıkmış ak kaşık, suçlu ve sorumlu daima muhalefet ve dış güçlerdir diyeceklerini tahmin edebliriz. (Kahrolsun Gobels)
Böylesi durumların dışında bu despotların tercihleri, beğenileri, gözettiği kesimler, kayırdığı siyasi çevreler/toplumsal sınıf ve tabakalar olabildiğince değişkendir; bazen oligarklar, bazen soylular, bazen eliyle zenginleştirdiği yakınları, bazen burjuvazi ve çoğunlukla zengin iş çevreleri olmuştur; fakat asla işçi sınıfı, geniş halk kitleleri olmamıştır. Diktatörler çağından beri bu böyledir; Hitler böyleydi, Mussolini böyleydi, Salazar ve Franko böyleydi. Şimdilerde Güney Amerika’da, Afrika’da çeşitli Asya ülkelerinde iktidarda bulunan diktatörler de böyleler.
Ülkemizde durum nedir dediğinizi duyar gibiyim.
Halkımızın bir sözü vardır: “Sözün tamamı, aptallara söylenir, aptallar tarafından”
Ben sözün bu kadarını söyleyeyim, tamamını da siz bilin artık!
A.Ümit Aloğlu, 27Ağustos 2023, Kuzucubelen