Bu uzun başlığa rağmen yazının içeriğine ilişkin söyleyebileceklerim çok kısa! Müfredattan başlayalım: Ulusal eğitimden beklenenlere uygun planlanmış eğitim programı… Nasıl bir insan tipi yetiştirmek istiyorsunuz? Laik, demokrat, aklı ve bilimi önemseyen, yaşamını bu doğrultuda sürdürmek isteyen insan mı, öbür dünyayı mamur kılmak isteyen, bir lokmayla doyan, bir hırka giymeyi yeterli bulan, şeyhler, pirler, gavslar vs tarafından kullanılan, Allah’tan emir gelmezse sineğin kanadını kıpırdatamayacağına inanan, şeyhlerini, pirlerini uçuran mollalar mı yetiştirmek istiyorsunuz?
Eğitiminizi bu bağlamda neye göre yapacaksanız eğitim programınızı da ona göre hazırlar, öğreteceklerinizin kapsamını ve sınırlarını ona göre belirlersiniz.
Ne var ki yaşam ve zaman daima böyle programlara uymayabiliyor. Bazen, hatta çoğu zaman hayat, kendi değerlerini öne çıkarabilir. Kendi tercihlerini önceleyebilir.
Bu güne dek İlköğretim programımız yoğaltan değil üreten insan yetiştirmeyi; yurduna, ulusuna ve ulusal değerlerine bağlı, ulusal benliğini, kültürünü koruyan çağını kavrayabilen laik insanlar yetiştirmeyi amaçlıyordu. Nerede o insanlar? Ülke üreten değil, , az sayıda da olsa ithalat yapan insan yetiştirmeyi başardı. Laik insanı mumla arıyoruz, ülkenin bütün kurumları tarikatların sarıklı mollarıyla kuşatılmış durumda.
Bu vahim duruma rağmen Milli Eğitim Bakanlığımız ne yapmaya çalışıyor? ABD’de bir evladımız ilk canlı hücrenin oluşum sürecini kanıtlıyor, bilim ödülü alıyor; ama Bakan beyefendi ve kadrosu, müfredattan Darvin teorisini, /evrim teorisini/ çıkarıyor. Ne yani, evrim yalan mı? Siz eğitim programından evrim teorisini çıkardınız diye insanlık ve dünyamız artık evrilmiyor mu?
Siz, ülkede Emevi İslam’ını egemen kıldınız diye insanlarımız özgür ve çağdaş değerlerle yaşamaktan vaz mı geçiyor?
Yarın sizden sonra birileri iktidara geldiğinde sizin önerdiğiniz programı yeniden değiştirecekse, bu zaman kaybı, bu enerji israfı aptalca değil mi?
Son söz: Dünyada, hemen her toplum eğitim programları ile bir insan tipi yaratmayı amaçlasa bile uyguladığı eğitimle bir insan tipi yaratmak isteyen toplumlardan bu amacına ulaşmış olanı var mıdır?
Hitler amacına ulaşabildi mi? Stalin başarabildi mi? Mussolini başarabildi mi? Atatürk başarabildi mi? (Başarabilseydi ülkemizde bu dindar ve kindar nesil yetiştirmek isteyenler iktidarda olabilirler miydi?) Dinler bile bunu tam olarak başarabilmiş değil, baksanıza son semavi dinin mensupları dinin tebliğinden bu güne savaşlardan kurtulabilmiş değil; on beş milyar Müslüman, iki milyon Yahudi’nin oyuncağına dönmüş durumda. Tekkeler, zaviyeler, tarikatlar birbirini yiyor.
Son söz: Baylar ve bayanlar, şu olur olmaz zamanda Anıt Kabir’i dolduran kalabalık var ya onlar varken siz de şu dindar ve kindar kuşaklar yetiştirme ilkelliğini başaramayacaksınız; bu ulus, aklın, bilimin ve laikliğin önemini anlamış durumda; keşke ülkeye enerji, zaman ve para kaybettirmeseniz.
A.Ümit Aloğlu
26.04.2024, Kuzucubelen