Geçtiğimiz pazar günü gittim “Mahalle Kalesine”. Kahve topluluğunun neredeyse tamamı oradaydı; ama suratlarından düşen bin parçaydı. “Haşim bize sade kahve” diyerek oturdum kapıya en yakın masanın kenarına.
Hoş geldin, merhaba gibi çok değerli iletişim sözcükleri bile homurtu halindeydi. Sessizliği bölmek istemedim; ama kahvemi içince içimden “Bu cenaze evi hali ne kadar sürecek?” diye geçirdim. Gözüme ilişen, geçmişinde siyasete bulaşmışlık olduğunu bildiğim Halil Beye sordum:
Halil Yoldaş, bu gün kahvede bir sorun yaşanmış, merak ettim, dedim.
Var Abi, dedi, günümüz siyasi ortamına dair bir soru soruldu, elbette birtakım yanıtlar da verildi ama ülkeye ilişkin umutsuzluk kahveyi kapladı.
Soru neydi Halil?
Emeklilerin hali, asgari ücret, enflasyon; yaşanılan enflasyona rağmen TUİK’in enflasyon ilanları, dövizin engellenemez yükselişine karşılıkbaşta besin ve barınma fiyatlarındaki dayanılmaz, karşılanamaz yükseliş, akaryakıtlar başta doğalgaz, telefon, elektrik faturaları …hangi birini sayayım Abi; her arkadaş bir sıkıntı dile getirdi, anlayacağın başa çıkamadığımız dertlere rağmen halkımız bu iktidara neden bu kadar destek veriyor denildi; ama cevabını bulamadık.
Eyvahlar olsun, bu sorunun cevabını ben de yıllardır soruyorum kendime; ama yanıtını bulamıyorum.
Ezberlenmiş ”Cahil halk” cevabı saçma olduğu kadar bilimsel de değil. Bilim çözüm üretir, bu savın çözümü yoktur.
“Cahil Halkımız” yanıtına benzeyen “halkımız dindardır, bu iktidar din sömürüsü yapıyor” yanıtı da doyurucu değil; çünkü halkımızın çıkarları söze konu olduğunda dini ölçüleri kolayca arka alana attığını yaşayarak öğrendim.
“Çıkar ilişkileri” diyenleri de biliyorum; ancak çıkar ilişkileri sadece nüfusun %’delerle ifade edilebilecek çok sınırlı bir kesimini ifade ettiğini de biliyoruz.
Halil’e ve kahve arkadaşlarımıza ne cevap vermeliydim, bilemedim. Bildiklerimi söylesem, “Hoca bunamış” diyeceklerini sanıyordum.
Şu bendeki meraka bakın, siz ne dersiniz, hak yok, hukuk yok, adalet dolayısı ile yok. Düntyanın en yüksek enflasyonu, yani pahalılığı, Dünyadaki itibar kaybı; say sayabileceğin kadar ama bütün bunların sorumlusu iktidar, hala yüksek oy oranına sahip; neden diyorum ve şiddetli öğrenmek merakımla sizlere, -bu yazıyı okuyanlara- soruyorum; lütfen düşündüklerinizi yazın, 83 yıldır baskılayamadığım öğrenme arzumun hatırı için yazın.
Ümit Aloğlu, 04.02. 2025, Kuzucubelen