Sayın Bahçeli, düğün değil, bayram değil; eniştem beni niye öptü misali bir laf etti: Apo gelsin, DEM grup toplantısında “Örgütü kapattım” desin, dedi.
Kıyamet koptu.
Milliyetçiler bağırdı çağırdı.
Şehit aileleri seslerini yükseltti.
Toplumun gözünde, birçok nedenle değer kaybetmiş Bahçeli, değer kazandı.
Giderek öğrendik ki planlanmış, ince ince hesabı yapılmış bbir projenin ilk adımıymış Bahçeli’nin çıkışı. Proje, adım adım gelişiyor, izliyoruz.
Ana muhalefet partisi, konuya yanlış yaklaştı.
Güya muhalefetin lideri ya; her şeye muhalefet edecek ya, “Kime sordunuz?” dedi. Çözüm sürecindeki hataları dile getirdi.
Bir sosyal demokrat parti olduklarını unuttu; ülkenin en kronik ve en yaşamsal sorununun çözümü için yapılan öneriye - realist ve doğru bir öneri olmasa bile- karşı durmamalı, eleştirilecek yanları varsa onları dile getirmeli; ama çözümden yana olduklarını güçlü bir dille söylemeliydi.
Bu güne kadar gidişattan anlaşılıyor ki Bahçeli’nin önerisi Kürt sorununu çözmez. Ancak bir adımdır. Bu adımın hangi amaçla atıldığı açıkça bellidir. Sosyal Demokrat parti kimliği ile sizin göreviniz bunu ifşa edip Cumhur İttifakının tavrını fırsata dönüştürerek bu sorunun çözülmesi gerektiğini, Apo’nun gelmesinin sorun olmadığını; fakat doğru yaklaşımın Kürt halkının temsilcileri ile müzakere ederek konuyu meclise getirmek, sorunun da orada çözülebileceğini söylemek olmalıydı.
Asıl amaç ise,
KÜRT SORUNUNU ÇÖZEREK YURTTA BARIŞI VE KARDEŞLİK ORTAMINI SAĞLAMAK OLMALIDIR.
Ümit Aloğlu, 27 kasım2014, Kuzucubelen