Ayrıştıralım:
Ak- Şen- Er
Bence kendileri pek “ak” değil.
AKP’ye yakınlaşmakta olmasına rağmen Hanımefendiye “AK” denemez.
Mazisi de pek “ak” değil. (Buraya döneceğim.)
Pek “şen” de değil.
Neşeli görünürken bile ideolojik yapısından dolayı bir sertliği, azarlayıcılığı, sözlerini antlarla pekiştiriciliği var. Yani dominant bir teyze, “şen” değil .
“Er”liğe gelince kendisini milletin bir neferi olarak görse de hırsı, ihtirası, egosu epeyce yüksek olduğundan, bir türlü “er” olamıyor, maalesef yaşamını incelediğimizde kumandanlığa özendiğini; başkumandan olmaya çalıştığını; ama olamadığını görüyoruz.
Milletimiz, ona, hiç de hak etmediği kadar ilgi gösterdi. İçişleri Bakanlığı sürecinde yaşanan faili meçhulleri, Kontrgerilla etkinliklerini, gladyonun eylemlerini vs vs unutup o işlerdeki sorumluluklarını bile göz ardı ederek değer verdi kendisine bu millet; çünkü denize düşmüştü, sarılacak yılan arıyordu. Meral Hanım, “O yılan benim.” dedi. Faşist eğilimlilerden uzaklaşmıştı, bir merkez partisi olmak vaat ve eğilimindeydi. Milliyetçi ve muhafazakâr damarları güçlü, öyle olmasa bile, her fırsatta “Bu memleketin %98’i muhafazakârdır, Müslüman’dır “ diye koşullandırılan halkımız, sürekli soldan uzaklaştırılmış, sağcılığa/muhafazakârlığa koşullandırmıştı. İktidarlarımız, halkımıza yapıştırmaya çalıştıkları muhafazakarlığı enine boyuna kullanılarak memleketi felâkete sürükleyecek kadar kötü yönettiği için seçmenimiz, merkezde bir parti arayışındaydı. Meral Hanım’ı o aradığı yerde görmek istedi. Kısa zamanda oyu %10’u geçti Seçim öncesinde %15’lere, hatta %20’lere ulaştığını söyleyenler oldu.
Sonra ne oldu?
İki yıldır saat gibi çalışan, hiç görülmedik ölçüde değerli politikalar üreten, bunları belgelere bağlayan masa terk edildi. Allaha ısmarladık dense neyse, masa kumar masası diye tarif edildi.
Neden?
Son günlerdeki dalgalanmaları izliyor musunuz: Hanımefendi, yeni siyasi hamleler yapıyor.
Sinan Oğan denen pazarlık ustasının maskesi yavaş yavaş düşmeye başladı.
Gerçeklerin er-geç meydan çıkmak özelliği vardır. Meral Hanımın pazarlıkları da bir gün çıkar ortaya.
Boşuna sorular soruyor, boşuna merak ediyorum; zihnimi boşuna yoruyorum.
Lanet olsun sana Liberal kapitalizm.
Lanet olsun size, liberal kapitalizmin ülkemdeki uşakları!
A.Ümit Aloğlu, 11 Haziran 2024, Kuzucubelen.