Faşizm, II. Enternasyonelden bu yana gündemdedir. Ne olduğu, nasıl hayata geçtiği, türleri, dayandığı kitle tabanı, uygulamaları, amaçları tanımlanmakta, kimler tarafından istendiği anlatılmaktadır; bütün sol çevrelerde…
İlk ve epeyce ilgi gören tanımı Georgi Timitrov yaptı: “Faşizm finans kapitalin en gerici, en bağnaz, en şoven ve en emperyalist unsurlarının açık, zorba diktatörlüğüdür”
Bu tanım, içerdiği göreceli ölçütlerden dolayı eleştirildi. Faşizm tanımı da dolayısı ile giderek gelişti. En özlüsü galiba yine Dimitrov’dan geldi: “Faşizm ne sınıfların üstünde var olan bir güç, ne de küçük burjuvazinin ya da yozlaşmış proletaryanın iktidarıdır; faşizm kapital iktidarının ta kendisidir.” (Dimitrov 1976 s53)
Kapital, iktidarını güçlendirmek için devlet aygıtını aşağıdan yukarıya kendi çıkarlarına en uygun şekilde yeniden yapılandırır. Küresel egemenlikten daha fazla pay ister. Bu yanıyla kavgacıdır, baskıcıdır. Geri kalmış toplumlarda ise karşı devrimcidir.
“Ulusal ölçekte yaşanan çok katlı ve çok yönlü derin bir krizin sonucu olarak sermaye sınıfının ülkeyi ve toplumu burjuva demokratik kurumlar ve yollarla yönetemediği koşullarda bir seçenek olarak gelişen faşizm, parlamenter rejimi sürekli ye da geçici olarak tasfiye eder.” /Merdan Yanardağ, 2019, s27)
Ülkemiz rejimini “faşist” diye tanımlamak, bütünüyle bu tanımın çerçevesine sığmasa da illa bir faşizm tanımlaması, örneğin post modern bir tanımlaması yapılmak istenirse Türkiye örneği tasvir edilerek yapılabilir:
*Ülkede derin bir ekonomik kriz vardır. Ülke yönetilmemekte, savrulmaktadır.
*Sermayedarlar emekçi sınıfları acımasızca soymaktadır.
*Parlamento, sadece şekli bir organ kertesine indirilmiş, bütün yetkileri bir makama devredilmiş durumdadır.
*Özgürlükler kısıtlanmış, ülkede bir korku iklimi yaratılmıştır.
*Sosyal kıpırdanışlar, orantısız güçle bastırılmaktadır.
* Mahkemeler, birer iktidar organı imiş gibi çalıştırılmakta, her düzeyde mahkemenin üyeleri tek kişi tarafından atanmaktadır.
Ülkede uygulanan siyasal sisteme “faşizm” diyebilmemiz için daha ne gerekir?
Ümit Aloğlu, 01 Eylül 2024, Kuzucubelen