Ben, beni bildim bileli bizim mahalle karışıktır. Bunu, en iyi, “Birazdan biz, birbirimizi yeriz” sözüyle rahmetli Erdal İnönü ifade etmiştir.
İttihat ve Terakkinin devamı olan CHP, bu karışıklığına rağmen ülkeyi ve vatandaşı sevme duygusunu bir miras olarak taşır.
Bizim mahallenin karışıklığının, partilinin birbirinin paçasından tutup çektiğinin sayısız örneğini verebiliriz. Nence bunların en ilginç olanlarından biri Ali Haydar Dikmen Beyin, (Vartolu politikacı-kanaat önderi) Kasım Gülek için söyledikleridir. İsmet Paşa Ali Haydar Beye sormuş: ”Kasım Gülek yeni Genel Sekreterimiz, nasıl buldun?”
“Soytarıdan Genel Sekreter olmaz” demiş Ali Haydar Bey.
Bu yapılanmaya rağmen, denebilir ki CHP ülkenin kurucu partisi olarak daima vatan için, millet için, demokrasi için duyarlı olmuştur. İçinde bulunduğumuz bu günlerde ise, ülke ve devlet vahim bir durum yaşamaktadır. Dinci yer yer faşizme adımlar atan iktidar her fırsattan yararlanarak, gerekli gördüğünde vesileler yaratarak ideolojisine uygun bir yönetim biçimi için kendisine alan açmaktadır. Açabildiği alanı her vesileyle biraz daha genişletmekte, halkın ve muhaliflerin yaşam alanını biraz daha daraltmaktadır. Bu nedenle demokrat güçlerin, emekçilerin ve emekten yana olanların öncelikli hedefinin bu dinci, bu (güya) muhafazakâr; fakat ülkenin ve cumhuriyetin hiçbir kazanımını muhafaza etmeyen bloktan, bütün demokratik yolları kullanarak iktidarı almalıdır. Bu hedefin dışındaki bütün hedefler, bu tarihsel dönemde ikincil, üçüncül önemdedir. (Merdan yanardağ, 2023)
Ana Muhalefet Partisi, anlatmaya çalıştığım şu iç çekişmeleri süratle ve kesinlikle sonlandırmalı, misyonu gereği demokrasi güçlerini örgütlemeli, demokrasi güçleri de kendi aralarındaki küçük büyük bütün ayrılıkları tartışmayı geleceğin mutlu günlerine bırakarak birbirleriyle kenetlenmeli, kısır ideoloji, siyaset dedikodularından hemen uzaklaşmalı, bu büyük ittifak, bir mücadele ve propaganda programı hazırlamalı, bunu da süratle hayata geçirmelidir.
Büyük ittifak, “CHP’ye oy vermek Cehennemin kapısını açmaktır”, “Bunca yanlışına rağmen oyumu ona vereceğim, alnı secdeye değiyor” türünden saçmalıklara boğulmuş zihniyetle ideolojik mücadeleyi de içeren bir program hazırlamalı, 1946!lerden beri içine düştüğü korkaklıktan kurtulmalı; programında somut sorunlara inandırıcı çözümler üretmekle kalmamalı, hazırlayıp halka sunduğu siyasi programı, projeyi ve vaatleri hangi kadroyla, hangi yollarla, hangi bütçe ile hayata geçireceğini en cahil yurttaşımızın da anlayabileceği açıklıkta anlatmalı, sağır sultana bile duyurmalı, halkta güven yaratmalıdır.
Program ve yol haritasında, her dere, her ırmak vatandaşın bütün sorunlarını çözecek denize ulaşmalıdır.
A.Ümit Aloğlu, 19 Ağustos 2024, Kuzucubelen