“Halil İnalcık’ın Gözünden Osmanlı” adlı, çeşitli makale ve konuşmalarından oluşan kitabını okuyorum. Özellikle “Osmanlı İstatistik Sistemi Üzerine" yaptığı konuşmanın metninde bazı cümlelere günümüz açısından bakınca ilginç düşünceler doğuyor insanın beyninde. İzninizle birkaçını paylaşacağım sizlerle:
* “Osmanlı Medeniyeti, milletleri koruyan, özellikle köylü kitlelerini koruyan bir rejimdi.”(Osmanlı İstatistik Sistemi s. 57)
--Osmanlıcılara, Osmanlıcıyız deseler de Osmanlı’dan bihaber robotiklere sormak gerekir; Osmanlı 600 sene köylüyü koruyan, sömürürken bile köylüsünün kılına dokundurtmayan bir yönetim biçimi kurdu. Siz, köylü dahil bütün halkı ezim ezim ezerken devleti, ilelebet nasıl yaşatacaksınız?
*”Bu gün istatistik ilminin hedefi, sayımda kapsamlılık ve doğruluk değil mi? Osmanlı tahririnde bu maksada erişmek için azami titizlik gösterilirdi.”(age.s.59)
--Sayın Osmanlıcılar, muhafazakar beylersiniz; ama halkımız ve Dünya halkları istatistiklerinize güvenmiyor, beyanlarınıza inanmıyor farkındasınız. TUİK dünya ölçeğinde ünlendi inanılmazlıkta…
Anımsatalım, Osmanlı, istatistiklerinin hassasiyeti ve güvenirliliği sayesinde büyümüş ve o kadar uzun yaşamıştır.
* “Osmanlı hanedanı Türklerle bir rekabet halinde olduğu için Türk’e bir şey bilmez, anlamaz anlamında “bi-idrak” (idraksiz) diyor. Devlet “Hanedandır” dedikleri için biz Türküz diyemiyor.”
-- Osmanlının niçin “Türk’üz” demediğini anladık, “Ey bugünün yöneticileri” sizler, sizler niçin Türküz demiyorsunuz? Andımızı okullardan çıkardınız, kurumların adından TC’yi çıkardınız… Her türlü milliyeti ayaklarınızın altına aldınız. Kimileri etrafınızı salt size tabi nökerlerle doldurduğunuzu, size tam bağlılık içinde olmayanları çevrenizden ve devletten uzaklaştırdığınızı, kendi “Hanedan”ınınızı kurmak istediğinizi açıkça söylemeseler de geveliyorlar. Ne dersiniz, var mı öyle bir niyetiniz? Bu nedenle mi “biz Türk’üz” demiyorsunuz, Osmanlıya özenerek! Osmlılar, devletin kurucusu Osman Bey3den doları kendilerini Osmanlı Hanedanı, devleti de “Devlet-i Ali,ye” diye tarif ederlerdi.Sizin kendiniz için hazırladığınız; mesela adınıza izafeten kurguladığınız bir adlandırma var mı?
Halil İnalcık,”Batılılaşma Tarihimizin İlk Aktörü Katip Çelebi” adlı konferansında, Katip Çelebi’den bir alıntı yapıyor:
“Eğer Batıyı, Batının ilmi, fenni, tekniği kabul edilmezse devlet yaşamaz.”
*Şimdi biz ne yapıyoruz? Cehalete övgülerle okullarımızdan aklı, bilimi, bilimsel düşüncenin temeli olan dersleri azaltıyor, hatta kaldırıyor, yerlerine hurafeyi, efsaneleri, siyerleri koyuyoruz; okullara laboratuarlar değil mescitler, namazgahlar yapıyor, bu çağdaş eğitim kurumlarına tarikat mollalarını yerleştiriyoruz. Şimdi ben, böyle devlet yaşar mı diye sorsam kızarsınız. Bunun yerine şunu sorayım:
Katip Çelebi doğruyu söylemiş mi? Adamın dediği çıkmış mı, çıkmamış mı?
Daha yüksek sesle sorayım:
Türkiye nereye!
A.Ümit Aloğlu, 25 Temmuz 2024,Kuzucubelen