Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığı döneminde seçilmiş delegelerle yapılsan kurultayda seçimi kaybetti. Bu durum, kamuoyunda övgüyle, partinin demokrasiyi ne kadar özümsediğini gösteren ölçüt olarak değerlendirildi. Sonra ne oldu? Kılıçdaroğlu, yıllardır yenilegeldiği halde sonucu hazmedemediğinden olmalı, bir büro açtı, açık bir şekilde, her ne kadar minareye kılıflar diktirilse de , partisiyle, evet, yıllarca Genel Başkanlığını yaptığı partisiyle SAVAŞa girdi.
Ayıplamıyorum; ayıplasam da bir şey ifade etmez, Alevi (Pardon Alivî mi demeliydim?) inancı kolay kolay yenilgi kabul etmez. Kerbela’da, Hasan ile Hüseyin’in 1345 yıl önceki yenilgisini kabul etmeyen inanç sistemine bağlı insanlar bir kurultay yenilgisini mi kabul edecekler; her ne kadar söze konu yarış, (yarış sözcüğü doğru bir seçim miydi, emin değilim) 21.yy’da, bir siyasal parti içi mücadele olsa da… i
Partinin Büyük Kurultayı tartışmaya açılacak, iptali istenecek ve siz bunu onaylayacak, bu yeni duruma göre hayaller kuracaksınız, partinizin en büyük örgütü İstanbul kongresinn iptali çalışmaları yapılacak, zil çalacaksınız…
Sadede gelelim:
Ben parti yönetiminde, hele de liderliğinde olsaydım, çoktan Kılıçdaroğlu ve ekibini partiden ihraç ederdim.
Sayın Erdoğan’ın iktidarını sürdürmek için çalışanı da ihraç etmeyecekseniz nasıl ayakta duracak, nasıl seçim kazanacak bu parti?
Ümit Aloğlu, 14.03.2025, Etiler, İst.