Adam Smith, "Ekonominin" ve "Kapitalizmin Babası", ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü…
Adamın vasıflarını herkes bilmez; ama başyapıtını herkes bilir: Ulusların Zenginliği!
“Modern” sözcüğü ile tanımladığı Kapitalist ekonominin temellerini araştırıp kurallara bağlayan bu eserinde Bay Smith, ürettiği “mutlak üstünlükler” teorisini açıklar ve savunur. Bay Smith’e göre Ekonomide ve doğal olaylarda bir düzen vardır; bu düzen, gözlem ve ahlâk hissi ile tespit edilir.
İşte bu yazının izleği, Bay Smith’in kapitalizm tanımına yerleştirdiği “gözlemler ile ahlak hissi” kavramaları açısında ülkemde uygulanan kapitalizmi gözlemlemek ve tanımlamaya çalışmaktır.
Ülkemizde uygulanan ekonomik sistemi(!) mercek altına alsak olumlu, yani her sınıf ve tabakadan insanların yararına ne gözlemleyebiliriz; hangi ahlaki değerlere ulaşabiliriz?
Bu soruların cevabı, ülkemizin durumuna ve halkımızın yaşadıklarına bakıldığında görülecekler yürek yakıcıdır:
Örnekleyelim:
*Doğamız; derelerimiz, dağlarımız, yaylalarımız, ovalarımız, akarsularımız, göllerimiz, denizlerimiz; toprak altındaki bütün servetimiz hiç de ahlaki görünmeyen biçimlerde kapitalistlere peşkeş çekilmiş, yani biz sahiplerinden çalınmış görünüyor.
*Ulusun ekonomik değerleri, yedek akçesi, kefen parası dahil yok edilmiş durumda. (Ahlaki olmayan bir biçimde mi demeliydim?)
*Ulusun mal varlığı, en değerli kurumları ve şirketleri “Varlık Fonu”nda toplandı, fon 70 milyar dolar zarar etti.
(Bu kadar varlığı gerçek bir kapitaliste verseydik bu ulusal fonumuz ve onun sahibi kim bilir ne kadar kar ederdi!)
*Çaykur dahil eşsiz /benzersiz, rakipsiz kurumlarımız akıl almaz ölçülerde zarar etti; ahlaki bir yanı var mı bunun?
*Ekonominin temelini oluşturan hukuk ve adalet kurumu, bizzat kurum çalışanlarının resmi başvurularından gözlemlendiğine göre felç olmuş durumda.
*Vatandaş; işçi, çiftçi, besici, emekli, esnaf kan ağlıyor; devlet 16 milyon kişinin yaşamını yardımlarıyla sürdürdüğünü söylüyor; bu utanılacak durumla övünüyor, ama bu arada ülkede milyoner sayısı adam akıllı artıyor. Ahlak bunun neresinde?
*Halk bütün sınıf ve tabakalarıyla inim inim inlerken zenginlerin sayısının artması, onların milyarlarca dolar borçları bir kalemde silinirken ülkede pahalılığın ve gıda enflasyonunun Dünya ölçeğinde en üst seviyede olması ahlaki midir?
İşsizliğin özelde de genç işsizliğinin bu derecede yükselmesi gelecek için ahlaki bir vaat mi, yoksa bir tahribat mı?
*Ekmeğin on lira, simidin 12 lira olduğu, işçinin ve emeklinini eline geçen paranın kiraya yetmediği, insanların çöpten besin topladığı ülkemizde iktidarın “itibardan tasarruf olmaz” sloganının arkasına sığınarak lüks ve şatafat içinde yaşaması Bay Smith’in hangi ekonomik öğretisine sığıyor?
Uzatmayalım,
Bay Smith, ne derse desin, ülkemizde kapitalizmin yüzüne bakılacak hali kalmadı. Sosyalistleri de ta 1980’lerde Faşist darbeciler (kapitalizmin piyonları mı demeliydim) ezdiler. Geriye lümpenler kaldı.
İşte benim kaygım o ki adına kapitalizm de deseniz, liberal kapitalizm de deseniz, postmodernizm de deseniz sınıf ve tabakaları yok edilmiş bir ülke kim tarafından, kimlerle yönetilecek?
Galiba geriye dinciler, tarikatçılar kalıyor. Bugün tarikat şeyhlerinin birer şirket CEO’su olması bu durumla anlaşılabilir.
Kapitalizmin çirkin yüzü giderek daha bir netleşiyor; siz ne dersiniz?
Ümit Aloğlu, 30 Ağustos 2024, Kuzucubelen.